0216 574 82 90         0532 311 73 87         0532 730 86 40        [email protected]                   

Sık Sorulanlar

 

 

ECU (Motor Kontrol Ünitesi) otomobilin motor bölümünde veya yolcu kabini içinde bir yere monte edilmiştir. Boyutları bir oto teybinden daha küçüktür. Bu küçük cihaz birden fazla microbilgisayar içermekte ve motorun değişen koşullarda en verimli şekilde yönetimini sağlamaktadır. Bu microbilgisayarlar, EPROM bir chip içerisinde bulunan bir programı çalıştırmaktadır.

ECU, tüm motor yönetimi ve kontrollerden sorumludur, ve motorun çalışma şartlarını sürekli olarak denetler, parametreleri hesaplar ve sürekli olarak değişkenleri ayarlar. Tüm bu ayarlamalar, motorun yükü, devri, çevre değişkenleri (hava sıcaklığı, hava yoğunluğu, motor sıcaklığı, barometrik basınç vs…) göz önüne alınarak bir saniye içerisinde yüzlerce kez gerçekleşir…Tüm bu ölçümler, basınç, sıcaklık, devir, hız, hava yoğunluğu vs…gibi değişkenlerin, milyarda bir sapma ile, motor içinde bulunan yüzlerce sensör tarafından yapılması ile mümkün olmaktadır…

ECU bu değerleri algılar, ardından EPROM içerisinde bulunan haritadan ilgili değerleri bulur, ve de ateşleme zamanlaması, optimum yakıt miktarı, turbo basıncı, emisyon değerleri gibi değişkenleri hesaplayıp uygulamaya geçirir…Tüm bu işlemler saniyenin binde biri cinsinden sürelerde gerçekleşmektedir.

ECU, tüm motor yönetimi ve kontrollerden sorumludur, ve motorun çalışma şartlarını sürekli olarak denetler, parametreleri hesaplar ve sürekli olarak değişkenleri ayarlar. Tüm bu ayarlamalar, motorun yükü, devri, çevre değişkenleri (hava sıcaklığı, hava yoğunluğu, motor sıcaklığı, barometrik basınç vs…) göz önüne alınarak bir saniye içerisinde yüzlerce kez gerçekleşir. Tüm bu ölçümler, basınç, sıcaklık, devir, hız, hava yoğunluğu vs…gibi değişkenlerin, milyarda bir sapma ile, motor içinde bulunan yüzlerce sensör tarafından yapılması ile mümkün olmaktadır…

ECU Arızaları

Beyine su girmesi sonucu oluşan arızalar,
Haberleşme ünitesinin bozulması,
Ateşleme ünitesinin bozulması,
Aracın genelinde oluşan bir elektrik kaçağının beyini bozması..
gibi başlıca sorunlar

ECU Tamiri

Araba beyin tamiri otomobillerde çok kritik ve önemli bir husustur. Yanlış yapılması halinde arabanızı tamamen bozarak tamir edilmeyecek hale getirebilir. Onun için tecrübeli, isini bilen ellerde olması verilecek en önemli kararlardan birisidir. On yıldan fazla tecrübe ile Oto Beyi Yenileme Tamir İstanbul’da en güveneceğiniz her turlu otomobil çeşitlerin de oto beyin tamiri, airbag tamiri ve abs beyin tamiri konularında hizmet vermektedir. Yaşadığınız şehir İstanbul’dan uzak olsa bile sizi güvenli ellere yöneltir.

 

ENJEKSİYON BEYNİ:

Elektronik enjektörler mekaniklerin aksine sürekli açılıp kapanarak çalışır. Enjektör açıldığında benzin basıncı ile benzin ince delik veya deliklerden emme manifoldun dan geçen havanın üzerine püskürtülür. Böylece küçük partiküller halindeki yakıt yanma odasına doğru harekete geçer.Enjektörün püskürttüğü benzin miktarı benzin basıncı, meme büyüklüğü ve duty cycle (enjektörün açık kalma süresi) ile doğru orantılıdır. Ayrıca temiz olmayan meme püskürtülen benzin miktarını olumsuz etkileyebilir.

Ne kadar benzin işeneceği sadece benzin basıncıyla değil aynı zamanda enjektörün açık kalma süresiyle de ilgilidir, bu süreye biz injectorduty cycle diyoruz.
Enjektörün açılıp kapanma süresi milisaniye cinsinden ölçülür.. Enjektörlerin kapasitesi sürekli açık kaldıkları zamanla belirlenir. Buna %100 duty cycle denir. Eğer bir enjektör %100 duty cycle daysa hiç kapanmıyor sürekli açık kalıyor demektir. Yüksek performans kullanımında enjektörlerin duty cycle değerinin tam gaz durumunda %70 ile %90 arasında olması istenir,başka bir değişle kapasitelerinin %70 ile %90 arasında çalışmaları istenir . Böylece enjektörün aşırı ısınıp tıkanmasına engel olunmuş olur. Enjektörler içerisinden geçen benzin tarafından soğutulur. Sürekli açık kalan enjektör (%100 duty cycle) aşırı ısınabilir buda enjektörünüzün ömrünü kısaltır.

Benzin Basıncı

Enjektörün püskürteceği benzin miktarı aynı zamanda benzin basıncıyla doğru orantılıdır. Düşük basınç az benzin püskürtülmesi ve atomizasyonu olumsuz etkiler. Dünya da enjektörlerin püskürtebileceği benzini test ederken her zaman 3 bar benzin basıncı kullanılır. Bu bir dünya standardıdır.

Bazen sadece enjektörü büyütmek benzini arttırmak için yeterli olmayabilir. Bu uygulamanın yüksek kapasiteli benzin pompası, yüksek kapasiteli benzin rayı (fuel rail), yüksek kapasiteli benzin hattı, benzin regülatörü gibi parçalarla desteklenmesi gerekmektedir ve bütün bu parçaların birbiriyle uyumlu çalışması gerekir. Örneğin yüksek kapasiteli benzin pompası ve büyük enjektör taktınız ama benzin rayınız yeterli akışı sağlamıyorsa bu yaptığınız işlemler hiçbir fayda sağlamayacaktır size. Benzin sistemindeki tüm parçaların birbiriyle uyumlu çalışması gerekmektedir. Başka bir değişle tüm parçaları birden yüksek kapasitelileriyle değiştirmelisiniz

Akım Tipi ve Kontrol Mekanizmaları

Enjektörleri kontrol eden aracın ECU su yani beyinidir.Enjektörü kontrol eden sistem aracın beyini içerisinde bulunur. Sizin bu beyinin injektörleri nasıl kontrol ettiğini bilmelisiniz ki ona göre enjektör kullanın. Yanlış akım tipi enjektör zamanlamasının yanlış çalışmasına sebep olur. Böylece enjektörler tam zamanında yani emme valfi açılmadan biraz önce benzin püskürtmesi gerekirken bunu daha erken veya geç yapmasına neden olur. Buda aracın üst devirlerde problem çıkarmasına sebep olur.
Enjektörler elektromanyetik kuvvete uyguladıkları dirence göre sınıflandırılır. Bu direnç ohm cinsinden belirtilir.Yüksek dirençli (High impedance) enjektörler 12-16 ohm da çalışırken, Düşük dirençli enjektörler (Low impedance) genellikle 2-5 ohmda çalışır.
Enjektör kontrol sistemleri (Injector drivers) genellikleçalışma şekillerine göre 2 tipde olur. Saturated ve Peak&Hold. Saturated tip de kontrol sağlayan sistemler genellikle çoğu arabanın orjinal sistemidir çünki üretim maliyeti düşüktür ve sistem olarak basittir.Bu tip sistem az elektrik tüketir, az ısınır böylece servis ömürleri daha uzundur, fakat tepki süreleri düşüktür.
Peak and hold tipde çalışan sistemler, yüksek kapasiteli ve düşük dirençli enjektörlerden oluşur ani ve yüksek voltajla enjektörün çok çabuk açılması sağlanır ve voltaj azaltılarak enjektörün açık kalması sağlanır. Peak & Hold sistemler yüksek ve düşük ohm daki enjektörlerle çalışabilir fakat enjektor yüksek kapasiteli olmalıdır (High flow).Fakat düşük ohm lu enjektörler Saturated tip deki kontrol sistemleriyle kullanılmamalıdır, yoksa kontrol mekanizması yüksek voltajdan dolayı zarar görebilir.

 

ŞANZIMAN BEYİNLERİ:

Motorlu taşıt araçlarında hızla yol alma ve hızı taşıyabilme özellikleri aranmaktadır. Yükü taşıyabilme ve yük altında istenilen hıza ulaşabilme motorun momentine daha doğrusu çekiş kuvvetine bağlıdır. Araç motoru tarafından üretilen gücün aracı yürütebilmesi, araca hareket verebilmesi için döndürücü kuvvetin artırılarak tekerleklere kadar iletilmesi gerekir. Bu iletimi kavrama yardımıyla vites kutusu sağlar.

Vites kutuları; düz transaks ve otomatik transaks olarak ikiye ayrılır. Otomatik transaks ta kendi içinde tam otomatik ve yarı otomatik ( tiptronik) olarak ikiye ayrılır.

Bu araştırmada yarı otomatik şanzıman konusu incelenmiştir. Bu konuyu araştırma sebebimiz; yarı otomatik şanzımanın diğer şanzımanlarla olan farkları ve birbirlerine karşı avantaj ve dezavantajlarının belirlenmesi, sürücüye sağladığı yararlar ve zararların tespit edilmesi, araç performansına etkileri ve kullanım şeklinin belirlenmesidir.

 

ABS BEYNİ:

ABS, kullanıldığı taşıtın kararlılığını, manevra ve durma yeteneğini artırabilen bir fren sistemidir. Drt-tekerlek ABS, tekerlek kilitlenmesini önleyerek, sürücülere acil frenleme durumlarında kararlılık ve yön kontrol sağlamaktadır. İlk kez 1936 yılında Almanya’da geliştirilen ve patenti alınan ABS, Almanca “antiblockiersystem.” teriminden kısaltılmıştır ve İngilizcesi de benzer anlamdaki Anti-lock Brake System dır. ABS, her tekerleğin yakınında dinme hızını algılayarak tekerleklerin çekiş kaybettiği ve kilitlenmek zere olduğunu algılayan sensörlere sahiptir. Elektronik kontrol nitesi (ECU- Electronic Kontrol Unit) bu sinyalleri değerlendirerek, fren basıncını değiştirmek yoluyla tekerlek kilitlenmesini önleyen hidrolik kontrol nitesine (HCU- Hydraulic Kontrol Unit) komutlar gönderir.

ABS Nasıl Alışır?

Src drt-tekerlek ABS ‘li bir taşıtın fren pedalına serte bastığında, sistem otomatik olarak fren basıncını drt tekerlekte düzenleyerek, tekerlek kilitlenmesini önlemek zere her tekerleğin fren basıncını bağımsız olarak ayarlar. ABS, frenleri saniyede 18 defa kadar pompalayarak, sürücülere belirli ölçüde yönlendirme yeteneği kazandırmaktadır.
Drt tekerlek ve iki arka tekerlek ABS’lerin farki
Drt-tekerlek ABS, acil durma koşullarında taşıt kararlılık ve geliştirilmiş manevra yeteneğini sürdürmek için tasarlanmıştır. Drt-tekerlek ABS donatılmış bir taşıtta frenleme sistemi, drt tekerleğin her birinde tekerlek kilitlenmesini önleyerek, sürücüye geliştirilmiş yönlendirme kontrol sağlamak için frenleme basıncını düzenler.

Arka-tekerlek ABS ise, daha ok kamyonet, minibüs ve spor taşıtlarda görülmekte ve sadece arka tekerleklerin tekerlek kilitlenmesini önlemek için kullanılmaktadır. Bu sistem sürücüye doğrultu kararlılığını sürdürmek ve taşıtın arkasının yanlara kaymasını önlemekte yardımcı olmaktadır. Arka-tekerlek ABS sistemlerinde n tekerleklerin hl tıpkı geleneksel frenlerdeki gibi kilitlenme eğilimi vardır. Eğer kilitlenme olursa, sürücü fren pedal basıncını tekerleklerin tekrar dönmeye başlamasına yetecek kadar azaltmalıdır. Böylece sürücü taşıtı yönlendirebilir.

ABS’nin Alıştığı Nasıl Anlaşılır?

ABS’lerin boşluğunda sistemin etkin hale gelmesi sürücü tarafından anlaşılabilmektedir. Sürücü mekanik bir ses duyar ve bazı basın dalgalanmalarını veya fren pedalının sertliğinin daha da arttığını hisseder. Gürültü işitildiğinde veya basın dalgalanmaları hissedildiğinde, ayağın fren pedalında tutulması nemlidir. Sert basın uygulamasına devam edilmelidir.

 

MERKEZİ KİLİT BEYNİ:

Kızılötesi uzaktan kumandalı kilitleme sisteminin başlıca parçaları

Kızıl ötesi verici

Kızıl ötesi alıcı ( modül içinde buna karşılık gelen yazlım dahildir)

Kızıl ötesi verici araç anahtarının içindedir. Vericideki iki düğme (açma/kapama) sistemin kilidinin açılmasına, tek kilitlemenin ve çift kilitlemenin çalıştırılmasına olanak sağlar.

Eğer, kızıl ötesi verici kızılötesi alıcıya yönlendirilir ve düğmelerden birine basılırsa, verici tarafından bir sinyal gönderilir. Bu sinyal kızıl ötesi alıcı tarafından alınır ve merkezi kilitleme modülüne aktarılır. Modül sinyali değerlendirir ve kilit motorları ile istenen kilit konumuna sağlar.

Sistem sürekli değişen bir kızılötesi kod ile çalışır. Yani sistemin her açılışı ve kapanışında yeni bir kod hesaplanır ve bir sonraki çalışmada bu yeni kod kullanılır. Dolayısıyla her hangi bir an da gönderilen şifreli sinyal (kod) bir tarayıcı tarafından kopyalansa bile bunun hiçbir önemi kalmamaktadır.

Her iki açma veya kapama işlemi arasında uzaktan kumanda 50 defadan fazla çalıştırılırsa, aracın kilidinin açılması için uzaktan kumanda iki kez çalıştırılmalıdır. İlk kez çalıştırıldığında modül, kodu alır ancak aracın kilidini açmaz. Çünkü bu kod modül tarafından hesaplanan matematiksel koda uygun değildir. İkinci defa çalıştırıldığında modül, logaritmaya göre bir sonraki kodu saptar ve aracın kilidini açar.

Doğru kullanıldığında, normal şartlarda verici ile alıcı arasındaki azami mesafe 5m’dir. Bu sistemde de diğer kapıların kilit durumunu etkilemeden bagaj kapağını anahtar yardımı ile açmak veya kapamak mümkündür.

Tek kilitlemeli merkezi kilit sisteminde;
Elektronik bir modüle gereksinim yoktur. Bu tür kilitleme sisteminde, iki dört veya beş adet birbirine bağlı kilit motoru, araç türüne bağlı olarak sistemi kilitler veya kilidi açar.

Ön kapı, anahtar kilit içerisinde çevrilerek mekanik olarak kilitlenir veya kilidi açılır. Kilit motoru kendisine mekanik olarak bağlı olan sürgü mekanizmasının konumunu da kilit konumu ile birlikte değiştirir.

Kilit motoru (tek kilitleme);
Kilit motoruna bağlı bir sürgü, kilidin kilit yuvasına geçer. Bu sürgü kilit motoru mekanizmasındaki doğru akım motoruna bağlıdır. Kilit motoru çalıştırıldığında, sürgü ve dolayısıyla kilit kolu hareket eder. Bu işlem aracın gerekli yerlerinin kilitlenmesini veya açılmasını sağlar.

Çift kilitlemeli merkezi kilit sistemi;
Elektronik kontrol üniteli sistem tarafından yönetilmekte olup, anahtar kilit mekanizmasını açacak şekilde çevrilmesinden üç saniye içinde kilitleme işlemi gerçekleştirilir. Kısa bir süre sonra, merkezi kilit modülü kilit motoruna ek olarak takılmış bulunan motorları devreye sokar ve iç kapı kollarını kapı açma sisteminden ayırır.

Kilit motoru (çift kilitleme);
Bu mekanizmada sürgü iki parçadan oluşur. Birinci parça sadece kapı dış kolunun kumandasında, ikinci parça ise kapı iç kolu içindir ve her iki parça farklı doğru akım motorları ile kontrol edilir. Bunu sebebi ise kapının içten yada dıştan (yetki dışı) açılmasını önlemektir.

Sadece bagaj kapağı anahtarla, sistem devrede olsa dahi bağımsız olarak açılabilir.

Kızıl ötesi kumanda kontrollü merkezi kilit sisteminin parçaları

Merkezi kilit modülü;
Dış görünüş itibariyle, araca takılan donanıma bağlı olarak parça numarası, etiket rengi, ve fiş adeti ile ayrılır. Kızılötesi alıcının almış olduğu ve karesel voltaja çevirdiği sinyalleri değerlendirerek, kilit motorlarında uygun kilit konumunu saptar. Yani açma/kapama durumunu, gönderdiği komutlarla belirler.

Modülde bulunan otomatik test özelliği modülün elektrik giriş ve çıkış devrelerini kontrol eder bu nedenle otomatik test için özel bir test cihazına gerek yoktur.

Kızılötesi verici;
Uzaktan kumanda merkezi kilit sisteminde kontak anahtarında bir kızılötesi verici bulunmaktadır.

Merkezi kilit, anahtar yuvasındaki iki buton ile kilitlenebilir, tek veya çift kilitleme sistemi devreye sokulabilir.

“Açma” düğmesine basılarak sistemin kilidi açılır,

“Kapama” düğmesine basılarak sistem tek kilitleme yapar,

“Kapama” düğmesine iki kez basılırsa sistem çift kilitleme yapar.

Kızılötesi verici, kendi sistem fonksiyonları dışında, hırsızlık önleme sistemi için de uzaktan kumanda görevi görmektedir. Ayrıca, henüz kullanılmadan önce, aşağıda belirtildiği gibi merkezi kilit sistemi ile uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir.

Kontak anahtarının I konumuna alınır, yaklaşık 10sn sonra işlev göstergesi 5sn kadar yanmaya başlar. İşlev göstergesi yanarken kontak anahtarı “0” konumuna getirilir.

Bu durumda merkezi kilit modülü yaklaşık 30sn süre ile tanıma kipinde kalacak ve gösterge lambası yanacaktır.

Kızılötesi verici kızılötesi alıcıya yönlendirilerek iki butondan birine basılır. Vericideki gösterge lambası yanıp sönmeye başlayacaktır. Bu esnada, buton basılı iken diğer butona beş kez basılır.

Buton bırakıldıktan sonra durum, verici üzerindeki ışığın beş kez yanıp sönmesiyle doğrulanacaktır.

Bu aşamada kızılötesi verici rasgele bir kod oluşturur ve bu kodu merkezi kilit modülünün belleğine aktarır.

30sn sonra veya kontak kapatıldığında tanıma işlemi sona erer.

Tüm anahtarlar programlama kipinde programlanmalıdır. Her anahtar için 30sn ayrılmıştır ve her bir araç için en fazla dört anahtar programlanabilir.

Kızılötesi alıcı;
Kızılötesi alıcı kapı kolu yuvasındadır ve sadece kızılötesi ışınlara cevap verir. Gelen kızılötesi ışınları alır ve bunları karesel voltaja çevirir. Merkezi kilit modülü bu karesel voltajı değerlendirir ve kilit motorlarında uygun kilit konumunu saptar.

Kızılötesi sistemden başka birde radyo frekanslı uzaktan kumandalı merkezi kilit sistemi kullanılmaktadır. Diğer sistemlerden farklılığı ise:

Hızlı çalışan doğru akım kilit motorlarıdır. Bu motorların kutuplandırılmasının ters çevrilmesi dönüş yönünü saptar ve böylelikle kapatma açma işlemi yapılır.
Kilit motorlarının kutuplandırılmasını, açma veya kapama anahtarının giriş sinyaline göre merkezi kilitleme modülü saptar. Bu ise merkezi kilit modülü olmadan kapatma sisteminin çalışmasının mümkün olmaması demektir.

Radyo frekanslı sistemde, güvenlik kodlu sinyalleri gönderebilmek için:

“Kapatma” düğmesine basıldığında tek kilitleme,

iki saniye içinde kapatma düğmesine iki kez basıldığında “çift kilitleme” devreye girer.

“Açma” düğmesine bir kez basıldığında yalnız sürücü kapısı ve bagaj kapısı açılır.

“Açma” düğmesine iki kez basıldığında tüm kilitler açılır.

Sistemin çalışması:
Uzaktan kumanda sinyali araç içindeki bir anten tarafından alınır ve merkezi kilit modülüne aktarılır. Bu aşamada modül içindeki elektronik değerlendirme devresi ilgili işlevin devreye girmesini sağlar. Yani kilit modülü “açma” ya da “kapama” işlemini gerçekleştirmek için kilit motorlarını kumanda eder.

Merkezi kilit sistemi, hırsızlık önleme alarm sistemi ve iç gözetleme alarm sistemiyle birlikte çalışmaktadır.

 

AIRBAG BEYNİ:

Kazalardaki yararı son derece yüksek bir ek koruma sistemidir (SRS). Emniyet kemeri ile birlikte kullanıldığında sürücünün başını ve gövdesinin üst bölümünü korur. Uzun süreden beri kullanılan ön hava yastıklarına ek olarak artik gövdeyi ya da kafayı yandan çarpmalara karşı koruyan yan hava yastıkları da yaygınlaşmaya başlamıştır. Hava yastığı bir çarpışma sırasında, ön hava yastıkları için aracın ön kısmına, yan hava yastıkları için de aracın yan kısmına (kapı v.b.) yerleştirilen algılayıcılardan gelen uyarı sonucunda şişerek, çarpışma yönünde yolcuyu karşılar ve yolcunun hareketini yumuşatır. Hava yastığı şiştikten sonra kosa bir süre içinde söner çünkü çarpışmadan sonra aracın hareketinin devam edebileceği ve bu nedenle özellikle de sürücünün etrafını görmesinin ve direksiyonu kontrol edebilmesinin gerektiği belirlenmiştir. Bazı sürücüler kazadan sonra aracındaki hava yastığının şişmediğini iddia ederek yetkili firmaları aramaktadır. Hava yastığı ancak belli bir hızın üzerindeki çarpışmalarda devreye girecek şekilde ayarlanmıştır. Örneğin 10 km/s hızla gerçeklesen bir çarpışmada hava yastığı çalışmaz çünkü bu hızdaki bir çarpışmada hava yastığı gerektirecek bir tehlike söz konusu değildir. Bu şekilde gereksiz masraflar önlenmiş olur. Genel olarak, emniyet kemeri kullanımının daha düşük olduğu A.B.D.’de hava yastıkları daha erken devreye girmek üzere ayarlanmaktadır (15-20 km/s). Avrupa’da ise emniyet kemeri kullanımı daha yaygındır ve bu nedenle hava yastıkları daha geç devreye girmek üzere ayarlanmıştır (20-25 km/s). Bazen emniyet kemeri mi yoksa hava yastığı mi daha fazla koruma sağlıyor gibi bir soru soruluyor. Bu sorunun cevabi, en iyisi her ikisini de kullanmaktır. Eğer ille de birini seçmek gerekirse, emniyet kemerinin tek başına hava yastığından daha fazla koruma sağladığını belirtmek gerekir çünkü (ön) hava yastığı sadece önden çarpışmalarda koruma sağlar; emniyet kemeri ise devrilme dahil her türlü kazada sürücü ve yolcuları yerinde tutar ayrıca hava yastığı tek bir darbede görev yaparken emniyet kemeri art arda gelebilecek darbelerde yolcuları korur. Hava yastığı emniyet kemerine ek olarak tasarlanmıştır bu nedenle SRS (Suplementary Restraint System) adi verilmektedir.

 

ENJEKTÖR ÇEŞİTLERİ:

Elektronik enjektörler mekaniklerin aksine sürekli açılıp kapanarak çalışır. Enjektör açıldığında benzin basıncı ile benzin ince delik veya deliklerden emme manıfoldundan geçen havanın üzerine püskürtülür. Böylece küçük partiküller halindeki yakıt yanma odasına doğru harekete geçer.Enjektörün püskürttüğü benzin miktarı benzin basıncı, meme büyüklüğü ve duty cycle (enjektörün açık kalma süresi) ile doğru orantılıdır.Ayrıca temiz olmayan meme püskürtülen benzin miktarını olumsuz etkileyebilir.

Nekadar benzin işeneceği sadece benzin basıncıyla değil aynı zamanda enjektörün açık kalma süresiylede ilgilidir, bu süreye biz injectorduty cycle diyoruz.
Enjektörün açılıp kapanma süresi milisaniye cinsinden ölçülür.. Enjektörlerin kapasiteresi sürekli açık kaldıkları zamanla belirlenir. Buna %100 duty cycle denir. Eğer bir enjektör %100 duty cycle daysa hiç kapanmıyor sürekli açık kalıyor demektir. Yüksek performans kullanımında enjektörlerin duty cycle değerinin tam gaz durumunda %70 ile %90 arasında olması istenir,başka bir değişle kapasitelerinin %70 ile %90 arasında çalışmaları istenir . Böylece enjektörün aşırı ısınıp tıkanmasına engel olunmuş olur. Enjektörler içerisinden geçen benzin tarafından soğutulur. Sürekli açık kalan enjektör (%100 duty cycle) aşırı ısınabilir buda enjektörünüzün ömrünü kısaltır.

Benzin Basıncı

Enjektörün püskürdeceği benzin miktarı aynı zamanda benzin basıncıyla doğru orantılıdır. Düşük basınç az benzin püskürtülmesi ve atomizasyonu olumsuz etkiler. Dunyada enjektörlerin püskütrebileceği benzini test ederken herzaman 3 bar benzin basıncı kullanılır. Bu bi dünya standardıdır.
Bazen sadece enjektörü büyütmek benzini arttırmak için yeterli olmayabilir. Bu uygulamanın yüksek kapasiteli benzin pompası, yüksek kapasiteli benzin rayı (fuel rail), yüksek kapasiteli benzin hattı, benzin regülatorü gibi parçalarla desteklenmesi gerekmektedir ve bütün bu parçaların bvirbiriyle uyumlu çalışması gerekir. Öneğin yüksek kapasiteli benzin pompası ve büyük enjektör taktınız ama benzin rayınız yeterli akışı sağlmıyorsa bu yaptığınız işlemler hiçbi fayda sağlamayacaktır size. Benzin sistemindeki tum parçaların birbiriyle uyumlu çalışması gerekmektedir. Başka bir değişle tüm parçaları birden yüksek kapasitelileriyle değiştirmelisiniz

Akım Tipi ve Kotrol Mekanizmaları

Enjektörleri kontrol eden aracın ECUsu yani beyinidir.Enjektörü kontrol eden sistem aracın beyini içerisinde bulunur. Sizin bu beyinin injektörleri nasıl kontrol ettiğini bilmelisinizki ona göre enjektör kullanın. Yanlış akım tipi enjektör zamanlamasının yanlış çalışmasına sebep olur.Böylece enjektörler tam zamanında yani emme valfi açılmadan biraz önce benzin püskürtmesi gerekirken bunu daha erken veya geç yapmasına neden olur. Buda aracın üst devirlerde problem çıkarmasına sebep olur.
Enjektörler elektromanyetik kuvvete uyguladıkları dirence göre sınıflandırılır. Bu direnç ohm cinsinden belirtilir.Yüksek dirençli (High impedance) enjektörler 12-16 ohm da çalışırken, Düşük dirençli enjektörler (Low impedance) genellikle 2-5 ohmda çalışır.

Enjektör kontrol sistemleri (Injector drivers) genellikleçalışma şekillerine göre 2 tipde olur. Saturated ve Peak&Hold. Saturated tipde kontrol sağlayan sistemler genellikle çoğu arabanın orjinal sistemidir çünki üretim maliyeti düşüktür ve sistem olarak basittir.Bu tip sistem az eletrik tüketir, az ısınır böylece servis ömürleri daha uzundur, fakat tepki süreleri düşüktür.

Peak and hold tipde çalışan sistemler, yüksek kapasiteli ve düşük dirençli enjektörlerden oluşur ani ve yüksek voltajla enjektörün çok çabuk açılması sağlanır ve voltaj azaltılarak enjektörün açık kalması sağlanır. Peak & Hold sistemler yüksek ve düşük ohm daki enjektörlerle çalışabilir fakat enjektor yüksek kapasiteli olmalıdır (High flow).Fakat düşük ohm lu enjektörler Saturated tipdeki kontrol sistemleriyle kullanılmamalıdır, yoksa kontrol mekanizması yuksek voltajdan dolayı zarar görebilir. edilirler.

 

SENSÖR VE RÖLELER:

GÜNÜMÜZDE otomotiv sektörü otomobillerin hemen her durumunu kontrol altına almaya çalışmakta ve araçtan en yüksek verimi ve güvenliği almaya hedeflemektedir. Bunun için otomobillerde bilgisayar sistemleri oluşturulmaktadır.

Motor yönetimi, süspansiyon ve diğer bir çok sistemi bu oluşturulan bilgisayar sistemleri kontrol etmektedir. Bilgisayar, kararlarını sensör denilen alıcılardan gelen bilgilere dayanarak vermektedir. Bilgisayar, sensöre 5 voltluk bir referans sinyali göndererek geri dönen gerilim miktarını kontrol etmektedir. Başka bir ifade ile, sensör, düşük direnç durumunda sinyalin büyük bir kısmının, direncin artması durumunda ise daha az kısmının geri dönmesine izin veren bir değişken dirençtir.

Görüldüğü üzere günümüz otomobil teknolojisi tam bir elektronikleşme içerisine girmiş ve otomobillerin bilgisayarla kontrolü sağlanmıştır. Bu elektronikleşme içerisinde sensörlerin büyük bir önemi vardır. Sensörlerin vereceği bilgilerin yanlış olması otomobilin verimsiz, yakıt ekonomisinden uzak ve güvenliği azalmış bir şekilde çalışmasına neden olacaktır. Bu nedenle sensörlerden gelen bilgilerin yanlış olmaması ve güvenli olması için gerekli önlemler alınmıştır. Örneğin sensörden gelen bilgileri taşıyan kabloların fiber optik olması sayesinde dış etkilerden kaynaklanan frekans karşılığı önlenmiştir.

Bir elektronik kontrol sisteminde işlemle ilgili bilgiler elektrik sinyalleri şeklinde elde edilmek zorundadır. Elde edilen bu sinyallerle elektronik olarak gerekli ayarlamalar yapılarak çıkış alınır. İşlem değişkenleri elektriksel özelliği olmayan fakat elektrik sinyaline dönüştürülebilen ısı,ışık yoğunluğu, pozisyon değişiklikleri gibi özelliklere sahiptir. Otomotiv teknolojisinde elektrik sinyalleri sensörlerle sağlanmaktadır.

Teknik olarak sensör bir sisteminden diğer bir sisteme enerji aktarımını sağlar ve elektrik sinyali olarak elde edilirler.

Tüm Hakları Saklıdır © 2022 Yenen Elektronik | Powered by Sistem Destek Uzmanı

× Size nasıl yardımcı olabiliriz?